Bulgaristan'da HŞHP ile başlayıp DOST Birliği ile devam eden süreç keşke hep bahsettiğimiz gibi sadece seçim dönemi harekete geçen değil, yılın 365 günü çalışmalarını sürdüren ve destek almaya devam eden bir hareket olsaydı. Bugün görüyoruz ki Bulgaristan'da halk siyasetten ümidini bir nebze daha kesmiş durumda. Bulgaristan'da yaşayan Türkler ise bırakın siyasi partileri, ülkeden ümidi kesmiş ve çareyi yurt dışına kaçmakta arar hale gelmiş.
Eğer bahsettiğim bu partiler desteklenmeye devam etseydi (bazı Bulgarlar ile Türk görünümlü işbirlikçileri kızacak yine ama) bugün Bulgaristan meclisinde tamamen Türkiye'nin güdümünde olan ve Bulgar derin devleti yerine Türk ve Müslüman halk için çalışan bir Türk partisinin yer alması işten bile değildi. Katılımın düşük olması bir avantaja dönüştürülebilirdi. Gırnatacının ana muhalefet olduğu bu acayip seçimde şartlar meclise girebilmek için önceki seçime göre çok daha uygundu. Keşke diyor insan, keşke...
Bir önceki seçimde baraj aşılamadığında "kaybettik" diye düşünenler oldu ama asıl mağlubiyet baraj altında kalmak değil pes etmekti, vazgeçmekti. Çünkü bu pes ediş halkın da umudunun tükenişi oldu. Keşke Türkiye tarafında bu işin karar vericileri seçim dönemleri dışında da bu harekete desteği devam ettirebilse, seçime daha güçlü bir şekilde girilebilseydi. Ne yazık ki bu Pazar gerçekleşen genel seçimler Bulgaristan'da yaşayan Türkler için Bulgarlara bakarak çok daha umutsuz ve amaçsız bir seçime dönüştü.
Bir de yeri gelmişken HŞHP ve DOST Birliği için yıllardır oyları bölüyor diye her türlü hakareti eden paralı HÖH silahşörlerine şunu sorayım; hani nerde o bölünmüş oylar şimdi? Geçen seçimlerde aldığınız oy neydi bu seçimde HŞHP ve DOST olmadığı halde aldığınız oy kaç? Yıllardır anlatmaya çalıştık, HÖH oy kaybediyor, kaybettiği oylar başta GERB ve BSP olmak üzere Bulgar partilerine kayıyor diye. Bu oyları Türkiye güdümünde kalacak şekilde bir çatı altında toplamamız ve mecliste temsil edilmesini sağlamamız gerekiyor diye dil döktük. Ama yıllarca işitmediğimiz hakaret, duymadığımız tehdit kalmadı. Hadi bakalım şimdi oturun kıt aklınızla uzun uzun analiz yapın yine. Ama kafayı da çok yormayın, nasıl olsa mor dudaklı Bulgar ajanı lideriniz sizin yerinize düşünür!
Bir de büyüklerimiz bu seçimlerde kimlerin hangi karakterde olduğunu, kimlerin menfaati için rüzgara göre her fırsatta yön değiştirdiğini, kimlerin çizgisini ve duruşunu değiştirmeden karakterini koruduğunu görmüştür umarım.
Benim gibi düşünenler bugün azınlıkta olabilir belki ama biz yarınlara umutla bakmaya, konu Bulgaristan'daki Türkler ve Müslümanlar olunca ibreyi Moskova'ya değil Ankara'ya çevirmeye ve Ne Mutlu Türk'üm demeye devam edeceğiz.
Comments